Ana içeriğe atla

HUKUKUN TEMEL İLKELERİ


      

        Hukukun Temel İlkeleri

       1) Hukuk Devleti İlkesi: Sınırları içerisinde kişilerin hak ve özgürlüklerini koruyan, vatandaşlarının huzurunu tesis eden, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, keyfiliğin değil gerçekten konulan kanunlara uyan ve uyulmasını sağlayan devlettir. Hukuk devletinde konulan kurallara uymak sadece vatandaşa değil devlete de zorunludur. Aksi halde ortaya ‘’Polis Devleti’’ denen tabir çıkar. 

       2)  Kuvvetler Ayrılığı İlkesi: Yasama, yürütme ve yargı erkinin tek bir elde tutulmayıp ayrı teşkil edilmesi, bir kuvvetlerin kendi yetkilerini aşıp diğer diğer kuvvetin alanına müdahale etmemesidir. 

       3) Doğal (Tabii) Hakim İlkesi: Herkes fiil ve eylemlerinde, görev ve yetki yönünden o tarihte tabi olduğu hakim ve mahkeme huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.

       4) Eşitlik İlkesi: Din, dil, ırk, cinsiyet ve tüm farklılıklar gözetilmeksizin tüm insanların eşit olmasıdır. 

       5) Hak Arama Hürriyeti: Tüm insanların meşru yollarla ve yasalarda belirtilen şekillerde, iddia ve savunma makamlarıyla yargılanma hakkına sahip olmasıdır.
   
       6)  Suç ve Cezada Kanunilik: Suç ve cezalar ancak kanunla konulur. Kanunda suç olarak sayılmayan bir fiil için kimseye ceza verilemez. 

       7)  Suç ve Cezaların Şahsiliği İlkesi: Herkesin kendi fiillerinden sorumlu olmasıdır. Aksi takdirde neredeyse taş devrinde uygulanan kollektif cezalar meydana gelebilir.

       8)  Kusur Sorumluluğu İlkesi: Kusursuz suç ve ceza olmamasıdır. 

       9)  Masumiyet Karinesi: Suçluluğu yargı kararı ile sabit oluncaya kadar kimse suçlu ilan edilemez ve mahkum edilemez.

       10) Yargı Bağımsızlığı: Hiçbir organ, makam ve mercii yargı yetkisinin kullanılmasında hakimlere veya mahkemelere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiyede bulunamaz yada bu tür bir yetkinin kullanılmasına izin veren herhangi bir yasal düzenleme de yürürlüğe konamaz. 

       11) Şüpheden Sanık Yararlanır: Sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, şüpheye yer verilmeyecek şekilde kesin ispat edilmesidir. Şüpheli ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz.

       12) Sözleşme Özgürlüğü: Herkes özgür iradesiyle istediği sözleşmeyi imzaya ve imzaladığı sözleşmenin yerine getirilmesini bekleme hakkına sahiptir.

       13)  Dürüstlük ve İyiniyet İlkesi: Hak sahibinin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken iyiniyetli ve doğru hareket etmesi gerekir. 

       14) Kazanılmış Hak İlkesi: Bir hakkın kullanılması için gerekli olan şartlar yitirilmedikçe, hak sahibinin bu hakkı kullanması engellenemez.

       15) Savunma Hakkı: Kişi, kendisine yöneltilen iddiayı tamamen öğrenip, bağımsız mahkeme önüne çıkıp, makul sürede yargılanma hakkına sahiptir.

       16) Hakim Tarafsızlığı: Hakim, her türlü dış etkiden uzak, objektif hareket etmelidir. 

       17) İfade Özgürlüğü: Herkes, düşünce ve kanaatlerini her türlü yollarla açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu özgürlük her türlü baskı ve zorlamaya karşı korunmalıdır.

       18) Mülkiyet Hakkı: Kişiler sahip oldukları malları hukuk düzeni içerisinde kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yetkilerine sahiptir. Mülkiyet hakkı eşyanın bütünleyici parçaları ve eklentileri için de geçerlidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOSTOYEVSKI'NİN KÖPEK DENEYİ

       Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiirden dolayı Çar tarafından hapse mahkum edilir. Hapis cezasını tamamladıktan sonra anılarını kaleme aldığı ''Ölüler Evinden Anılar'' adlı kitabını yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Dostoyevski, ''kara halk'' olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları daha iyi anlamaya ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.        Yazar, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek, mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski, bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek, ona şaşkın şaşkın bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek, Dostoyevski'yi ne zaman görse ondan hep uzaklaşır.        Bu olay bize, her zaman kötülük

Cicero Cemiyet Teorisi

       MÖ 106 yılında doğan Marcus Tullius Cicero, Romalı devlet adamı, bilgin, hatip, hukukçu ve yazardır. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi tercih eden Cicero, buna karşın ahlak alanında deneye dayalı bir tavır sergileyip, Sokrates'e yönelmiş ve felsefenin gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Cicero teorisi cemiyet yapısını inceleyen bir teoridir ve anlaşıldığı kadarıyla yaklaşık 2000 yıl boyunca da değişiklik olmamıştır.        Cicero Cemiyet Teorisi 1) Fakir, çalışır. 2) Zengin, sömürür. 3) Asker, her ikisini de korur. 4) Mükellef, üçü için öder. 5) Serseri, dördünün adına istirahat eder. 6) Ayyaş, beşi için içer. 7) Bankacı, ilk altıyı dolandırır. 8) Avukat, ilk yediyi kandırarak savunur. 9) Hekim, sekizini de öldürür. 10) Mezarcı, dokuzunu da gömer. 11) Politikacı, 10'lar sayesinde yaşar... Google

LİYAKATİN YERİNİ 'RİYA'KAT ALIRSA

       Öncelikle TDK'da ''riyakat'' kelimesinin bir karşılığının bulunmadığını belirtmek isterim. Her ne kadar bu kelimenin sözlükte karşılığı olmasa da maalesef geçmişte ve günümüzde bu kelimeye uygun, bu kelimeyi karşılayacak uygulamalar ve bu uygulamaları gerçekleştiren kişiler bulunmaktadır. Bu yüzden riyakat kelimesinin anlamını açıklamaya bile gerek yoktur.  Yaşanan tecrübelere ve uygulamalara göre şekillenip bir anlam yüklenebilmektedir. Liyakat sözcüğü yakışma, layık olma, yeterlilik, uygunluk anlamına gelmektedir. Tabi ki insanlar, üzerine aldıkları görevleri bir şekilde yerine getirebilir ama liyakat açısından bakıldığında, en azından bazı görevler, o işi yapabilecek yeterliliğe sahip olunmasını zorunlu kılmaktadır. Nasıl ki doktor birisi pilotluk yapamayacağı gibi pilot da doktorluk yapamaz. Aslında bu basit örnekle bile liyakatin gerekliliği az da olsa anlaşılabilir. Dünyada tüm insanlar tarafından kabul edilen ama pek çok zaman uygulamaya konulamayan