Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DOSTOYEVSKI'NİN KÖPEK DENEYİ

       Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiirden dolayı Çar tarafından hapse mahkum edilir. Hapis cezasını tamamladıktan sonra anılarını kaleme aldığı ''Ölüler Evinden Anılar'' adlı kitabını yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Dostoyevski, ''kara halk'' olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları daha iyi anlamaya ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.        Yazar, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek, mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski, bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek, ona şaşkın şaşkın bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek, Dostoyevski'yi ne zaman görse ondan hep uzaklaşır.        Bu olay bize, her zaman kötülük

Hakaret Davasıyla ilgili Yargıtay Kararı (Özet)

        1) Hakaret Davasıyla İlgili Karar:        Hakimin duruşmaya geç ve dosyaya hazırlanmadan çıkması nedeniyle avukatın söylediği : ''...dosyayı incelemeden çıkarsanız böyle olur... Burada babanızın uşağı yok.'' sözleri hakaret değildir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/16690-14210)

TARİHTEN MUHTEŞEM MAHKEME SAVUNMA ÖRNEKLERİ-1

                                  NECİP FAZIL-SÜMERBANK'A HAKARET DAVASI        Sümerbank'a ''Devlet kurumu değil parti organı gibi çalışıyor.'' dediği için hakaret ettiği gerekçesiyle 1946 yılında yargılanan Necip Fazıl KISAKÜREK'in tarihe geçen savunması ve verilen karar:                -Pek muhterem hakim; Dünya fikir ve hukuk aleminin en büyük müdafaalarından biri olan Sokrat'ın savunmasından şu birkaç satırı okumaya izin istiyorum:        -''Ben ne gibi bir cezaya mı müstehakım? Ömrüm boyunca dilimi tutmadığım için?.. Paraya, mala, hatipliğe ve memlekette durmadan ortaya çıkan entrikalara ve fırkalara bağlanmadığım için?... Bu gibi faaliyetler altında yaşamayı kendime yakıştırmadığım, kendimi böyle bir hayat sürmeyecek kadar şerefli saydığım için?... Bütün bunlar için ben ne gibi bir cezaya mı müstehakım?...''        -Muhterem hakim son cümlemi arz ediyorum:        Ben Türk vatandaşı ve yazarı Necip Fazıl, en fevkalad

BİNALARDA OTOPARK KULLANIM ESASLARI

         Kat Malikleri Kanununa göre, ortak yerlerin kullanımı, onarımı, tadilatı, tesis ve inşaat yapılması, Kat Malikleri Kurulunda görüşülerek oy birliği ile karara bağlanmak zorundadır. Yine Kat Mülkiyeti Kanununa göre apartmana ait olan otopark, apartmanın ortak kullanım alanı olup tüm kat malikleri ve kiracılar bu ortak kullanım alanından yararlanma hakkına sahiptirler. Bu hak, kat maliklerince kiracılara kısıtlanamaz. Ancak araç sayısı daire sayısından fazla olan apartmanlarda, kat malikleri kurulu kararı ile kat malikleri veya kiracının birden fazla aracını otoparka park etmesi engellenebilir. Burada kat malikleri kurulu, sorunları hakkaniyete uygun olarak çözmelidirler. Eğer kat malikleri kurulunca verilen karar beğenilmezse ya da hakkaniyete uygun görülmezse, her bir kat maliki veya kiracı dava yoluyla hakimin müdahalesini isteyebilir.         Kat Malikleri Kanununa göre; kat malikleri, ana gayrimenkulün bütün ortak yerlerine, arsa payları oranında, ortak mülkiyet hüküm

İLK EMİR

       İnsanoğluna en büyükten gelen ilk emir OKU'dur. Burada bahsedilen sadece yazılan, basılan, hazır bir metni okumak değil, hayatı okumak, doğayı okumak, evreni okumak, düşünebilmek ve görebilmektir.        İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği akıl ve iradesidir. Akıl, insanoğluna verilmiş manevi bir kuvvettir. Bu kuvvet, kalbin onayından geçmeden hareket ederse şaşırır, şaşırtır ve yoldan çıkarır. İşte bu yüzden akıl ve irade ile yapılan işler kalp süzgecinden geçmelidir. Tüm bunların bir araya gelip güzellikler saçabilmesi yine okumak, düşünmek ve idrak edebilmekle mümkündür.         Okumak; evreni tanımaktır, kendini tanımaktır, yanlışla doğruyu ayırt edebilmektir, vicdanla tanışmaktır. Süslü cümleler kurabilmek için değil kalplere girmek, paylaşabilmek, anlatabilmek, doğruyu ve güzeli haykırabilmektir okumak.        Menfaat, riya ve bencillik duvarlarını aşıp yanlışa yanlış diyebilmektir okumak. Önce kendinden başlayarak çevreyi, doğayı, hayatı güzel

İDARİ TASARRUF

       İdare, görev yaparken ve yetkilerini kullanırken, önceden konulmuş kurallara göre hareket eder. İdarenin işlem ve eylemlerini kamu adına kamu görevlileri yürütür. İdare, idari işlemleri gerçekleştirirken kamu gücünü kullanabilir. İdare kamu gücünü kullanırken hukuk devleti olmanın gereğiyle hareket edip, kişisel hak ve özgürlüklere azami derecede riayet etmelidir. Yine idare bu gücü kullanırken sınırları, gücü elinde bulunduranların kendi görüşlerine göre değil, olması gereken hukuk devleti ilkelerine göre belirlemelidir.          Günümüzde idare, temelini anayasalarda bulan, demokratik ve sosyal devlet ilkeleri çerçevesinde, görevlerini kanunların gösterdiği şekilde ve devletin amaçları doğrultusunda yerine getirmekle yükümlüdür.(1)        İdari işlemler; idari makamlar tarafından, tek yanlı, icrai, kamu gücüne dayanan, hukuka uygunluk karinesinden yararlanan, hukuki sonuçlar doğuran ve geriye yürüyemeyen işlemlerdir. Anayasa' nın 125. maddesine göre ''İdarenin

LEKELENME''ME'' HAKKI

       Maddi hukuka, yani yürürlükte olan hukuka göre soruşturma ve kovuşturmalar doğruya, gerçeğe, hakikate ve adalete ulaşmak için yapılır. Yine amaç, suçu cezasız bırakmamak, şüpheli olayı veya durumu aydınlatmaktır. Tüm bunları yaparken olması gereken, masumiyet karinesini, lekenlenmeme hakkını gözetmek, haksız yere yargılanma ve suçlanmaları önlemek hukuk devletinin en temel vazifelerinden birisidir. Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet Savcısı, CMK 160. maddesine göre kamu davasını açmaya ya da kamu davasını açmaya yer olmadığına dair doğru karar verebilmek için hemen işin gereğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı yine maddi gerçeğin araştırılması için şüphelinin ''sadece aleyhine değil lehine olan delilleri'' de muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla görevlidir. Bu şekilde şüphelinin lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesi korunmuş olunur. Yani şüpheliye ait somut deliller toplanıp yeterli şüpheye ulaşılmadan ''suçlu'&#

ORTAÇAĞ AVRUPASI' NIN UTANÇ TABLOSU ENGİZİSYON MAHKEMELERİ

       Latince ''Baskıcı soruşturma ve sorgulama'' anlamına gelen ''inquisition'' sözcüğünden gelen engizisyon, Ortaçağ Avrupası' nın ve hatta tüm insanlığın gelmiş geçmiş en acımasız yargı sistemidir. Engizisyon mahkemeleri 13. YY' da meydana gelmiş, amacı da hristiyanlıktan dönenleri ve kilise öğretilerine karşı gelenlere karşı oluşturulmuş katolik temelli mahkemelerin genel adıdır. Sürekli işkence üretip bir çok kişiyi de bu işkencelerin kurbanları haline getirmişlerdir.        Mahkemede bir sorgucu, noter ve iki hukuk uzmanı bulunur ve mahkeme onların eşliğinde devam ederdi. Mahkuma kesinlikle bir avukat yada savunucu verilmezdi. Önemli olan suçunu itiraf edip etmemesiydi, masum olup olmamasının hiçbir önemi yoktu. Suçlanan kişilere suçunu itiraf edene kadar akıl almaz işkenceler yapılırdı. Bir çok işkence türü mevcuttu. Bunlardan bazıları; mahkumu testereyle ikiye bölmek, diri diri yakmak, yırtıcı hayvanların önüne atmak gibi insanlık dışı

ŞİRİNLER ÇİZGİ FİLMİNİN ARKA PLANINDAKİ GERÇEKLER (MUTLAKA OKUYUNUZ)

               Çocukluğumuzda izlediğimiz Şirinler Filmi bizim için her ne kadar eğlenceli olup hayal dünyamızda geniş bir yer edinse de bir çok ülkede tartışma konusu olmuştur. Hatta bazı ülkelerde yasaklanması dahi söz konusu olmuştur. Çünkü filmle insanlara empoze edilmek istenen bazı mesajlar olduğu düşünülmektedir. Doğruluğu halen tartışmalıdır ama geniş kapsamlı bakıldığında bir çok konuda düşündürmektedir. Bunlara göz atacak olursak:        * Şirinler köyünde herkes aynı kıyafeti giyer ve herkes kendi işini yapar.        * Şirin baba Karl Marx'a benzer ve kızıl şapka giyer.        * Para olmadan komünal bir yaşam sürerler.        * Şirinler köyünde hiç ibadethane bulunmaz, kutsalları yoktur.        * Şirinler'in düşmanı Gargamel papaz cübbesi giyer ve dini sembolize eder.        * Gargamel altın ve para düşkünüdür ve bu da kapitalizmi sembolize eder.        * Para kullanılmaz ama herkes kendine gerekli olan şeyleri bedava edinir.        * Çilek tar

GERÇEK AVUKATLIK ÖRNEĞİ

       Avukat sözcüğü Roma'da Advo Catus yani üstün, ayrıcalıklı, güzel konuşan anlamına gelirdi. Fransa'da 1800' lü yıllarda ünlü avukat Berryer fakirlik içinde ölürken genç meslektaşları yanına gelir ve şunu söylerler: - Üstat, ayaklarınızın altına altın torbalar koymuşlardı, neden almadınız?... Avukat Berryer' in verdiği cevap manidardır: - Almak için eğilmek lazımdı.      

ADALETE DAİR ÖZLÜ SÖZLER

  * Kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, adaletli olun!                Nisa Suresi/135          *   Bir topluma olan kininiz ve öfkeniz sakın sizi adaletsizliğe itmesin!             Maide Suresi/8          *  Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz.           K.ATATÜRK          *  Kanunları severim faydalıdırlar, ama uygulanmadıklarında işe yaramazlar.            Noam CHOMSKY          *  Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.            Blaise PASCAL         *  Adalet olmadan düzen olmaz.       Albert CAMUS          *  İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.       V.HUGO         *   Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.       Eflatun          *  Haksızlık yapıp tüm insanlarla birlikte olmaktansa, adaletli davranıp tek başına kalmak daha iyidir.     Gandhi          *  Adalet, kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey

İRONİK BAKIŞ AÇISIYLA HUKUKUN TEMEL İLKELERİ 😊

              NOT 😊 Hukukun temel ilkelerine tamamen ''ironik'' açıdan değinmek istiyorum. Aşağıda bahsedeceğim konuların gerçek hayatla ilgisi olmayıp, tamamen mizahi amaçla ve gülümsetmek için yazılmıştır. 😊         ''Bazı Kişiler Açısından'' Hukukun Temel İlkeleri :        1)   Suçu olmasa niye tutuklansın ilkesi. (Masumiyet Karinesi)        2)  Kurunun yanında yaş da yanar ilkesi. (Suç ve Cezanın Şahsiliği)        3)  Üst derece mahkemelerde tanıdığınız var mı ilkesi. (Hakim Tarafsızlığı)        4)  Bu nasıl böyle düşünür hemen tutuklanmalı ilkesi. (İfade Özgürlüğü)        5)  Geminin tek kaptanı var, ayrı gayrı olmaz ilkesi. (Kuvvetler Ayrılığı)        6)  Her insan eşittir ama bazı insanlar daha çok eşittir ilkesi. (Eşitlik İlkesi)        

HUKUKUN TEMEL İLKELERİ

                Hukukun Temel İlkeleri        1)   Hukuk Devleti İlkesi: Sınırları içerisinde kişilerin hak ve özgürlüklerini koruyan, vatandaşlarının huzurunu tesis eden, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, keyfiliğin değil gerçekten konulan kanunlara uyan ve uyulmasını sağlayan devlettir. Hukuk devletinde konulan kurallara uymak sadece vatandaşa değil devlete de zorunludur. Aksi halde ortaya ‘’Polis Devleti’’ denen tabir çıkar.          2)    Kuvvetler Ayrılığı İlkesi: Yasama, yürütme ve yargı erkinin tek bir elde tutulmayıp ayrı teşkil edilmesi, bir kuvvetlerin kendi yetkilerini aşıp diğer diğer kuvvetin alanına müdahale etmemesidir.         3)  Doğal (Tabii) Hakim İlkesi: Herkes fiil ve eylemlerinde, görev ve yetki yönünden o tarihte tabi olduğu hakim ve mahkeme huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.        4)  Eşitlik İlkesi: Din, dil, ırk, cinsiyet ve tüm farklılıklar gözetilmeksizin tüm insanların eşit olmasıdır.         5)  Hak Arama Hür