Ana içeriğe atla

ŞİRİNLER ÇİZGİ FİLMİNİN ARKA PLANINDAKİ GERÇEKLER (MUTLAKA OKUYUNUZ)



       
       Çocukluğumuzda izlediğimiz Şirinler Filmi bizim için her ne kadar eğlenceli olup hayal dünyamızda geniş bir yer edinse de bir çok ülkede tartışma konusu olmuştur. Hatta bazı ülkelerde yasaklanması dahi söz konusu olmuştur. Çünkü filmle insanlara empoze edilmek istenen bazı mesajlar olduğu düşünülmektedir. Doğruluğu halen tartışmalıdır ama geniş kapsamlı bakıldığında bir çok konuda düşündürmektedir. Bunlara göz atacak olursak:

       * Şirinler köyünde herkes aynı kıyafeti giyer ve herkes kendi işini yapar.
       * Şirin baba Karl Marx'a benzer ve kızıl şapka giyer.
       * Para olmadan komünal bir yaşam sürerler.
       * Şirinler köyünde hiç ibadethane bulunmaz, kutsalları yoktur.
       * Şirinler'in düşmanı Gargamel papaz cübbesi giyer ve dini sembolize eder.
       * Gargamel altın ve para düşkünüdür ve bu da kapitalizmi sembolize eder.
       * Para kullanılmaz ama herkes kendine gerekli olan şeyleri bedava edinir.
       * Çilek tarlaları herkesindir.
       * Azman ise büyük kapitalist ülkelerin yancı ülkelerini temsil eder.
       * Şirinlerin ingilizce okunuşu SMURF' dur. Açıldığında ise ''Socialist Men Under Red Flag/Father'' şeklindedir. Yani ''Kızıl Bayrak Altında Yaşayan Sosyalistler'' şeklinde ifade edilir.
(Alıntıdır)

       

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOSTOYEVSKI'NİN KÖPEK DENEYİ

       Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiirden dolayı Çar tarafından hapse mahkum edilir. Hapis cezasını tamamladıktan sonra anılarını kaleme aldığı ''Ölüler Evinden Anılar'' adlı kitabını yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Dostoyevski, ''kara halk'' olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları daha iyi anlamaya ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.        Yazar, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek, mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski, bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek, ona şaşkın şaşkın bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek, Dostoyevski'yi ne zaman görse ondan hep uzaklaşır.        Bu olay bize, her zaman kötülük

Cicero Cemiyet Teorisi

       MÖ 106 yılında doğan Marcus Tullius Cicero, Romalı devlet adamı, bilgin, hatip, hukukçu ve yazardır. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi tercih eden Cicero, buna karşın ahlak alanında deneye dayalı bir tavır sergileyip, Sokrates'e yönelmiş ve felsefenin gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Cicero teorisi cemiyet yapısını inceleyen bir teoridir ve anlaşıldığı kadarıyla yaklaşık 2000 yıl boyunca da değişiklik olmamıştır.        Cicero Cemiyet Teorisi 1) Fakir, çalışır. 2) Zengin, sömürür. 3) Asker, her ikisini de korur. 4) Mükellef, üçü için öder. 5) Serseri, dördünün adına istirahat eder. 6) Ayyaş, beşi için içer. 7) Bankacı, ilk altıyı dolandırır. 8) Avukat, ilk yediyi kandırarak savunur. 9) Hekim, sekizini de öldürür. 10) Mezarcı, dokuzunu da gömer. 11) Politikacı, 10'lar sayesinde yaşar... Google

LİYAKATİN YERİNİ 'RİYA'KAT ALIRSA

       Öncelikle TDK'da ''riyakat'' kelimesinin bir karşılığının bulunmadığını belirtmek isterim. Her ne kadar bu kelimenin sözlükte karşılığı olmasa da maalesef geçmişte ve günümüzde bu kelimeye uygun, bu kelimeyi karşılayacak uygulamalar ve bu uygulamaları gerçekleştiren kişiler bulunmaktadır. Bu yüzden riyakat kelimesinin anlamını açıklamaya bile gerek yoktur.  Yaşanan tecrübelere ve uygulamalara göre şekillenip bir anlam yüklenebilmektedir. Liyakat sözcüğü yakışma, layık olma, yeterlilik, uygunluk anlamına gelmektedir. Tabi ki insanlar, üzerine aldıkları görevleri bir şekilde yerine getirebilir ama liyakat açısından bakıldığında, en azından bazı görevler, o işi yapabilecek yeterliliğe sahip olunmasını zorunlu kılmaktadır. Nasıl ki doktor birisi pilotluk yapamayacağı gibi pilot da doktorluk yapamaz. Aslında bu basit örnekle bile liyakatin gerekliliği az da olsa anlaşılabilir. Dünyada tüm insanlar tarafından kabul edilen ama pek çok zaman uygulamaya konulamayan