Latince ''Baskıcı soruşturma ve sorgulama'' anlamına gelen ''inquisition'' sözcüğünden gelen engizisyon, Ortaçağ Avrupası' nın ve hatta tüm insanlığın gelmiş geçmiş en acımasız yargı sistemidir. Engizisyon mahkemeleri 13. YY' da meydana gelmiş, amacı da hristiyanlıktan dönenleri ve kilise öğretilerine karşı gelenlere karşı oluşturulmuş katolik temelli mahkemelerin genel adıdır. Sürekli işkence üretip bir çok kişiyi de bu işkencelerin kurbanları haline getirmişlerdir.
Mahkemede bir sorgucu, noter ve iki hukuk uzmanı bulunur ve mahkeme onların eşliğinde devam ederdi. Mahkuma kesinlikle bir avukat yada savunucu verilmezdi. Önemli olan suçunu itiraf edip etmemesiydi, masum olup olmamasının hiçbir önemi yoktu. Suçlanan kişilere suçunu itiraf edene kadar akıl almaz işkenceler yapılırdı. Bir çok işkence türü mevcuttu. Bunlardan bazıları; mahkumu testereyle ikiye bölmek, diri diri yakmak, yırtıcı hayvanların önüne atmak gibi insanlık dışı uygulamalardı. Normalde işkence yetkisi sadece başpiskopos ve başyargıçtaydı ama bu kurala kimse uymazdı. İnfazlar halkın önünde yapılırdı. İşkence sırasında ölenlerin de mal varlığına el konulup aileleri açlığa ve kimsesizliğe mahkum edilirdi.
Engizisyon mahkemelerinin cezalandırdığı insanlar arasında ünlü bilim adamları da bulunmaktaydı. Bunlardan bazıları; Galileo, Bruno ve Roger Bacon gibi kişilerdi. Hatta Galileo 'yu cezalandırma nedenleri, Galileo' nun tüm gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü söylemesiydi ve tabiki Galileo olmayan suçunu itiraf edip canını kurtarmak zorunda kalmıştı. Bu yüzden de sürgüne gönderildi. En sonunda 1807' de bu insanlık dışı uygulamalar son bulacaktı.
Düşündüğümüzde engizisyon mahkemeleri de yine insanların bitmez tükenmez kin ve öfkelerinde doğmuştur. İnsanoğluna kısacık hayatı boyunca Yaratıcı tarafından belirli seçenekler sunulmuştur ama insanlar iyi ile kötü arasındaki seçimlerini yaparken, ben merkezli duyguları ve hırsları baskın geliyor olacak ki engizisyon mahkemeleri ve buna benzer birçok insanlık ve akıl dışı uygulamalar meydana getirmişlerdir. Bunun sonucu da sadece yaşadıkları zaman sürecinde değil tarih boyunca sürmektedir. Tarihin mahkum ettiği kimselerden olamamak dileğiyle...
Kaynakça: Dünyayı Sarsan Olaylar, Google
Mahkemede bir sorgucu, noter ve iki hukuk uzmanı bulunur ve mahkeme onların eşliğinde devam ederdi. Mahkuma kesinlikle bir avukat yada savunucu verilmezdi. Önemli olan suçunu itiraf edip etmemesiydi, masum olup olmamasının hiçbir önemi yoktu. Suçlanan kişilere suçunu itiraf edene kadar akıl almaz işkenceler yapılırdı. Bir çok işkence türü mevcuttu. Bunlardan bazıları; mahkumu testereyle ikiye bölmek, diri diri yakmak, yırtıcı hayvanların önüne atmak gibi insanlık dışı uygulamalardı. Normalde işkence yetkisi sadece başpiskopos ve başyargıçtaydı ama bu kurala kimse uymazdı. İnfazlar halkın önünde yapılırdı. İşkence sırasında ölenlerin de mal varlığına el konulup aileleri açlığa ve kimsesizliğe mahkum edilirdi.
Engizisyon mahkemelerinin cezalandırdığı insanlar arasında ünlü bilim adamları da bulunmaktaydı. Bunlardan bazıları; Galileo, Bruno ve Roger Bacon gibi kişilerdi. Hatta Galileo 'yu cezalandırma nedenleri, Galileo' nun tüm gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü söylemesiydi ve tabiki Galileo olmayan suçunu itiraf edip canını kurtarmak zorunda kalmıştı. Bu yüzden de sürgüne gönderildi. En sonunda 1807' de bu insanlık dışı uygulamalar son bulacaktı.
Düşündüğümüzde engizisyon mahkemeleri de yine insanların bitmez tükenmez kin ve öfkelerinde doğmuştur. İnsanoğluna kısacık hayatı boyunca Yaratıcı tarafından belirli seçenekler sunulmuştur ama insanlar iyi ile kötü arasındaki seçimlerini yaparken, ben merkezli duyguları ve hırsları baskın geliyor olacak ki engizisyon mahkemeleri ve buna benzer birçok insanlık ve akıl dışı uygulamalar meydana getirmişlerdir. Bunun sonucu da sadece yaşadıkları zaman sürecinde değil tarih boyunca sürmektedir. Tarihin mahkum ettiği kimselerden olamamak dileğiyle...
Kaynakça: Dünyayı Sarsan Olaylar, Google
Yorumlar
Yorum Gönder