Osmanlı Devleti zamanında lodoslu havalarda mahkeme yapılmazmış ve duruşmalar lodos havası geçinceye kadar ertelenirmiş. Çünkü lodoslu havada bazı insanların duygusallaştığı, bazı insanların ise sinirli bir hal aldığı bilinirmiş. İşte böyle zamanlarda kadılar yanlış kararlar vermesinler diye tüm duruşmalar ertelenirmiş. Ecdadımızın adalete verdiği önemin boyutunu ve Osmanlı Devletinin nasıl 600 yıl ayakta kaldığının en somut örneğidir.
Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiirden dolayı Çar tarafından hapse mahkum edilir. Hapis cezasını tamamladıktan sonra anılarını kaleme aldığı ''Ölüler Evinden Anılar'' adlı kitabını yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Dostoyevski, ''kara halk'' olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları daha iyi anlamaya ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar. Yazar, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek, mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski, bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek, ona şaşkın şaşkın bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek, Dostoyevski'yi ne zaman görse ondan hep uzaklaşır. Bu olay bize, her zaman kötülük
Teşekkür
YanıtlaSilrica ederim
YanıtlaSil