Ana içeriğe atla

NASIL BİR DÜNYA HAYAL EDİYORUM?


Öncelikle düşünebilen, vicdanlarıyla hareket eden insanların yaşadığı bir dünya,
İnsanların ''nasıl olsa üç günlük dünya'' deyip, sonsuza kadar yaşayacağı bencilliğine kapılmadığı bir dünya,
Dünyaya eşit halde gelen çocukları eşitsizliğe mahkum etmeyen bir dünya,
Çocukların yüzünü güldürebilen, çevresindekilerin yaptıklarının diyetini ödetmeyen bir dünya,
Türlü bahanelerle, bencilliklerle, düşüncesizce çıkarılan savaşların olmadığı bir dünya,
Bir tarafta aşırı lüksten boğulup hiçbir şeyin kıymetini bilmeyen, diğer tarafta da açlıkla pençeleşmeyenlerin olduğu bir dünya,
Yanlışın zorla doğru gösterilmediği bir dünya,
Menfaat gereği dostlukların, akrabalıkların, sevginin, kardeşliğin harcanmadığı bir dünya,
İyi gününde arkanda olup, kötü gününde arkandan vuranların olmadığı bir dünya,
Menfaat ve ayakta kalmak uğruna kendilerine sürekli düşman yaratan, kendinden olmayan herkesi suçlu sayan zalimlerin olmadığı bir dünya,
Evrensel adaletin sadece kitaplarda ve riyakar dudaklarda olmadığı, gerçekten uygulanabildiği bir dünya,
Başkalarına zarar vermemek koşuluyla düşünebilen, düşünceye saygı duyulan, insanların kutuplaştırılmadığı bir dünya,
Ahlakın kurnazlıktan, riyakarlıktan ve menfaatten üstün görüldüğü bir dünya,
Mutsuzluğa sadece susup katlanılmayan, paylaşan, paylaşılan insanlardan oluşan bir dünya,
İnsanların yalanlarla uyutulmadığı, umutların katledilmediği, güce tapmanın ahlaksızlık sayıldığı bir dünya,
Kurunun yanında yaşın yanmasının normal görünmediği, gerçek adaletin tesis edildiği bir dünya,
Adaletin, sadece zengin ve güçlünün elinde olmadığı bir dünya,
Dostluklarla örülü, umutlarla dolu, hayal edilebilen, doğruların ve iyilerin galip geldiği bir dünya HAYAL EDİYORUM.
Hayallerimizin gerçek olması dileğiyle…


                                                                                                                         M. KORKMAZ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HUKUKUN TEMEL İLKELERİ

                Hukukun Temel İlkeleri        1)   Hukuk Devleti İlkesi: Sınırları içerisinde kişilerin hak ve özgürlüklerini koruyan, vatandaşlarının huzurunu tesis eden, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, keyfiliğin değil gerçekten konulan kanunlara uyan ve uyulmasını sağlayan devlettir. Hukuk devletinde konulan kurallara uymak sadece vatandaşa değil devlete de zorunludur. Aksi halde ortaya ‘’Polis Devleti’’ denen tabir çıkar.          2)    Kuvvetler Ayrılığı İlkesi: Yasama, yürütme ve yargı erkinin tek bir elde tutulmayıp ayrı teşkil edilmesi, bir kuvvetlerin kendi yetkilerini aşıp diğer diğer kuvvetin alanına müdahale etmemesidir.         3)  Doğal (Tabii) Hakim İlkesi: Herkes fiil ve eylemlerinde, görev ve yetki yönünden o tarihte tabi olduğu hakim ve mahkeme huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.    ...

BİNALARDA OTOPARK KULLANIM ESASLARI

         Kat Malikleri Kanununa göre, ortak yerlerin kullanımı, onarımı, tadilatı, tesis ve inşaat yapılması, Kat Malikleri Kurulunda görüşülerek oy birliği ile karara bağlanmak zorundadır. Yine Kat Mülkiyeti Kanununa göre apartmana ait olan otopark, apartmanın ortak kullanım alanı olup tüm kat malikleri ve kiracılar bu ortak kullanım alanından yararlanma hakkına sahiptirler. Bu hak, kat maliklerince kiracılara kısıtlanamaz. Ancak araç sayısı daire sayısından fazla olan apartmanlarda, kat malikleri kurulu kararı ile kat malikleri veya kiracının birden fazla aracını otoparka park etmesi engellenebilir. Burada kat malikleri kurulu, sorunları hakkaniyete uygun olarak çözmelidirler. Eğer kat malikleri kurulunca verilen karar beğenilmezse ya da hakkaniyete uygun görülmezse, her bir kat maliki veya kiracı dava yoluyla hakimin müdahalesini isteyebilir.         Kat Malikleri Kanununa göre; kat malikleri, ana gayrimenkulün bütün o...

LİYAKATİN YERİNİ 'RİYA'KAT ALIRSA

       Öncelikle TDK'da ''riyakat'' kelimesinin bir karşılığının bulunmadığını belirtmek isterim. Her ne kadar bu kelimenin sözlükte karşılığı olmasa da maalesef geçmişte ve günümüzde bu kelimeye uygun, bu kelimeyi karşılayacak uygulamalar ve bu uygulamaları gerçekleştiren kişiler bulunmaktadır. Bu yüzden riyakat kelimesinin anlamını açıklamaya bile gerek yoktur.  Yaşanan tecrübelere ve uygulamalara göre şekillenip bir anlam yüklenebilmektedir. Liyakat sözcüğü yakışma, layık olma, yeterlilik, uygunluk anlamına gelmektedir. Tabi ki insanlar, üzerine aldıkları görevleri bir şekilde yerine getirebilir ama liyakat açısından bakıldığında, en azından bazı görevler, o işi yapabilecek yeterliliğe sahip olunmasını zorunlu kılmaktadır. Nasıl ki doktor birisi pilotluk yapamayacağı gibi pilot da doktorluk yapamaz. Aslında bu basit örnekle bile liyakatin gerekliliği az da olsa anlaşılabilir. Dünyada tüm insanlar tarafından kabul edilen ama pek çok zaman uygulamaya konulama...