Tarih boyunca insanlar ve devletler birbirlerine karşı sürekli manipülasyon, tehditler, çıkarlar savaşları ve neredeyse toprak işgallerine varan müdahalelerde bulunmuşlardır. Günümüzde de devletlerin, çeşitli oluşumların ve bazı grupların kendi çıkarları için başkaları aleyhine çalışmalar yürütmesi gözlemlenmektedir. Kurtuluş Savaşı, 1. Dünya Savaşı gibi Anadoluyu işgal girişimlerinde de yine ülkemiz çeşitli girişimlerle ve müdahalelerle karşı karşıya kalmıştır. Tüm bunlar karşısında ders çıkaramamamız ayrı bir gerçek ama ders çıkarmamakla kalmayıp tam tersi kendi ürettiğimiz sorunları, çözebileceğimiz problemleri, hatta kendi menfaatimiz gereği yaptıklarımızı ve beceriksizliklerimizi dahi her şeyi bu çekişmeler başlığı altında ''büyük oyun'' diye tabir edilen şeye bağlamak insanları küçük görmek ve aklını küçümsemektir.
Sürekli komplo teorileri oluşturmak, geçici süreliğine günü kurtarmak
gibi görünse de aslında günümüzü ve geleceğimizi tehdit edip baskı altına
almaktadır. Tabi ki geçmişte olduğu gibi günümüzde de bir takım kirli oyunlar
olduğu bir gerçektir ama bu gerçekliği komplo teorisine dönüştürmek ve öne çıkan
her durumda onun gölgesine sığınmak insanları birleştirmek yerine kutuplaştırır
ve yaşadığımız dünyayı çekilmez hale getirir. Aslında bunu bu hale getirenler
yine kaostan zevk alan insanlardır. Maalesef bunu toplumumuzda da müşahede etmekteyiz. İnsanlar önce kendilerini sorgulayıp, olaylardan ders çıkarmak
yerine hep bir düşman yaratıp, kendi menfaatlerini korumak adına ''insanlara nasıl zarar verebilirim'' düşüncesiyle hareket etmişlerdir.
Dünya tarihine baktığımızda da yine bir çok devlet ve illegal oluşumlar bu bahaneyle savaşlar çıkarıp, ölümlere, mağduriyetlere ve sefaletlere neden olmuşlardır. Bahanelerden sıyrılıp somut vakıalara ulaşmak gerekir.
Günümüzde ''Büyük Oyun'' kavramı öyle bir hale gelmiştir ki yalnızca siyasette değil, sporda, ekonomide, sağlıkta ve ''bu kadar da olmaz!'' diyebileceğimiz birçok konuda ilk başvurulan obje olmuştur. Bu durum insanları paranoyaklığa sürüklemiş ve insanların ruh hallerini olumsuz derecede etkilemeyi başarmıştır. Büyük Oyun diye tabir edilen şey kutuplaştırmak için yapılmayıp birleştirici olmalıdır, insanları birbirlerine düşman ilan etmeyip, bağlılıklarını artırabilmelidir. Sorumluluktan kurtulabilmenin adı olmamalıdır.
Üç gün diye tabir edilen yaşadığımız bu dünyada yüzyıllık planlar yapanlar, görüş açıları geniş olmakla birlikte bilmelidirler ki kendileri dışındakilerin hayatlarını ve hayallerini daraltmaktadırlar. Eğer geniş planlar yapılacaksa ve tabi ki yapılmalıdır. Bu planlar insanlığın hayallerini daraltmak, yaşama tutunma arzularını kırmak için değil, adil bir hayat düzeni tesis edip geleceğimize sunmak içim yapılmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder