Ana içeriğe atla

İPTEN ADAM ALMAK!

                                                                  

       Bir tarihte varlıklı bir İngiliz, ağır bir suç işlemiş ve o suçun cezası ise idammış. Adam hemen İngiltere'nin en şöhretli avukatını bulmuş ve onunla anlaşmış. Avukat demiş ki:
       -Ben seni kurtarırım.
       Mahkeme başlamış, avukat savunmasını yapmış ve hakim kararını açıklamış.
       -İdam!
       Avukat hapishaneye girip müvekkiliyle konuşmuş:
       -Merak etme, ben seni kurtarırım.
       -Nasıl?
       -Bu işin daha temyizi var... Temyiz idamı bozacak.
       Dava doyası temyize gitmiş ama değişen hiçbir şey olmamış, karar yine idam.
       Adam, ''Hani beni kurtaracaktın'' diye avukatına kızmış. Avukat ise hala sakin bir şekilde:
       -Merak etme, seni kurtarırım. Daha her şey bitmedi. Konu Avam Kamarası'na gidecek ve onlar idamı bozacaklar.
       Gerçekten Avam Kamarası'na gitmiş, dava konuşulmuş ve sonunda eller kalkmış:
       -İdam!
       Mahkum sinirli mi sinirli... Avukat sakin mi sakin:
       -Merak etme, seni kurtarırım. Lordlar Kamarası idamı geri çevirir. Endişen olmasın.
       Lordlar Kamarası toplanmış, olayı incelemiş ve kararını vermiş:
       -İdam!
       Adam, elinden gelse avukatı bir kaşık suda boğacak ama avukat hiç oralı değil ve öyle sakin ki:
       -Merak etme, seni kurtarırım. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilemez. Kraliçe bu kararı bozar nasıl olsa...
       Dosya kraliçenin önüne gelmiş, kraliçe imzayı basmış.
       -İdam!
       Londra'da bir meydanda idam sehpası kurulmuş. Hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri ve halk orada. Adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Adam avukata dönmüş, bakışlarından alev çıkıyormuş neredeyse. Avukat ise adama ''sus'' işareti yapmış. ''Merak etme, seni kurtarırım anlamında.''
       Cellat yağlı ilmeği adamın boynuna geçirmiş. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurmuş. Adam ipte sallanmaya başlamışken avukat yerinden fırlamış, cebinden bıçağını çıkarmış ve adamın boğazındaki ipi kesivermiş. Adam zar zor nefes alır halde yerde yuvarlanmış.
       Hemen hakimler, savcılar koşup gelmişler:
       -Avukat... Sen ne yaptın?
       Avukat İngiliz ceza yasasını cebinden çıkarmış:
       -Yasada müvekkilimin işlediği suçun cezası idam... Siz de onu idam ettiniz... Ama yasada ''idam edilerek öldürülür'' diye bir hüküm yok... Bu durumda ceza infaz edilmiş sayılır.
       Bunun üzerine İngiltere'de bu konuyla ilgili bir hukuk tartışması başlamış.
       Kraliçe, avukatın bu başarısından dolayı adamı affetmiş ve İngiliz ceza yasasının idamla ilgili maddesi yeniden düzenlenmiş.
       -İdama mahkum edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür, şeklinde düzenlenmiş. Bu olay tüm dünyada dilden dile yayılmış. Avukatlar için kullanılan ''ipten adam alır'' tabiri bu hikayeden dolayı meydana gelmiştir.





Kaynakça: Yargıtay Eski Başkanı Osman ARSLAN
     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOSTOYEVSKI'NİN KÖPEK DENEYİ

       Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiirden dolayı Çar tarafından hapse mahkum edilir. Hapis cezasını tamamladıktan sonra anılarını kaleme aldığı ''Ölüler Evinden Anılar'' adlı kitabını yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Dostoyevski, ''kara halk'' olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları daha iyi anlamaya ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.        Yazar, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek, mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski, bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek, ona şaşkın şaşkın bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek, Dostoyevski'yi ne zaman görse ondan hep uzaklaşır.        Bu olay bize, her zaman kötülük

Cicero Cemiyet Teorisi

       MÖ 106 yılında doğan Marcus Tullius Cicero, Romalı devlet adamı, bilgin, hatip, hukukçu ve yazardır. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi tercih eden Cicero, buna karşın ahlak alanında deneye dayalı bir tavır sergileyip, Sokrates'e yönelmiş ve felsefenin gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Cicero teorisi cemiyet yapısını inceleyen bir teoridir ve anlaşıldığı kadarıyla yaklaşık 2000 yıl boyunca da değişiklik olmamıştır.        Cicero Cemiyet Teorisi 1) Fakir, çalışır. 2) Zengin, sömürür. 3) Asker, her ikisini de korur. 4) Mükellef, üçü için öder. 5) Serseri, dördünün adına istirahat eder. 6) Ayyaş, beşi için içer. 7) Bankacı, ilk altıyı dolandırır. 8) Avukat, ilk yediyi kandırarak savunur. 9) Hekim, sekizini de öldürür. 10) Mezarcı, dokuzunu da gömer. 11) Politikacı, 10'lar sayesinde yaşar... Google

LİYAKATİN YERİNİ 'RİYA'KAT ALIRSA

       Öncelikle TDK'da ''riyakat'' kelimesinin bir karşılığının bulunmadığını belirtmek isterim. Her ne kadar bu kelimenin sözlükte karşılığı olmasa da maalesef geçmişte ve günümüzde bu kelimeye uygun, bu kelimeyi karşılayacak uygulamalar ve bu uygulamaları gerçekleştiren kişiler bulunmaktadır. Bu yüzden riyakat kelimesinin anlamını açıklamaya bile gerek yoktur.  Yaşanan tecrübelere ve uygulamalara göre şekillenip bir anlam yüklenebilmektedir. Liyakat sözcüğü yakışma, layık olma, yeterlilik, uygunluk anlamına gelmektedir. Tabi ki insanlar, üzerine aldıkları görevleri bir şekilde yerine getirebilir ama liyakat açısından bakıldığında, en azından bazı görevler, o işi yapabilecek yeterliliğe sahip olunmasını zorunlu kılmaktadır. Nasıl ki doktor birisi pilotluk yapamayacağı gibi pilot da doktorluk yapamaz. Aslında bu basit örnekle bile liyakatin gerekliliği az da olsa anlaşılabilir. Dünyada tüm insanlar tarafından kabul edilen ama pek çok zaman uygulamaya konulamayan