Ana içeriğe atla

SOSYAL MEDYA SUÇLARI

       Günümüzde internet kullanıcılarının vazgeçilmezi olan sosyal medya, her kesimden insanın sosyal taleplerine, sosyalleşme gücüne ve  bilgi paylaşımlarına katkıda bulunup, teknoloji kullanımına yeni bir boyut kazandırmaktadır. Çeşitli video, fotoğraf paylaşımı, alış-veriş yapma ve iş arama gibi her türlü ihtiyaçlarımıza cevap vermektedir. Sosyal medyaya olan ilginin gün geçtikçe artmasını, kolay, hızlı ve etkili olmasını, günümüzde bir çok sosyal medya kullanıcılarının da var olduğunu düşündüğümüzde, sosyal medya aracılığıyla belki binlerce suç işlendiğini gözlemlemekteyiz. Facebook, Youtube, Twitter, Blog siteleri ve daha birçok siteyi düşündüğümüzde milyonlarca kullanıcısı olan sosyal medya ağlarını kullanırken kanunlarımız nezdinde suç olan fiiller gerçekleştirebiliriz. Bilişim suçları olarak tanımlanan ve Türk Ceza Kanunumuzda da yer alan bu suçlar; hakaret, sövme, tehdit ve şantaj, dolandırıcılık, sahtecilik, kumar, bahis, özel hayatın gizliliğini ihlal, terör ve propaganda gibi suçlar olabilmektedir. Bu suçlar sosyal medyayı kullanan herkesin başına gelebilmektedir. Sosyal medya kullanıcılarının en çok merak ettikleri konu ise paylaşımlarının, yazdıklarının ve yaptıkları yorumların suç oluşturup oluşturmayacağıdır. Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki gerçek hayatta suç olan şey sosyal medyada da suçtur. Söz konusu sosyal medya olduğunda her ne kadar özgürlük sınırının genişliği akla gelse de belirli sınırlar içinde hareket etmek, tabiri caizse klavye kahramanlığı yapmadan hukuk sınırları içinde kalmak bizi çoğu zaman koruyacaktır. Ülkemizde bu suçlarla ilgili olarak 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir.
       İnsanlar bazen internet ortamının rahatlığından dolayı hakaret içeren yazışmalar yapmakta, şeref ve haysiyeti ihlal edecek paylaşımlarda bulunmaktadır. Ancak internet ortamında da olsa bir hakaret yapıldığı delillerle ispat edilirse, cezası yüz yüze yapılan hakaretten daha ağır olabilmektedir. Suçun daha ağır olma nedeni ise paylaşımın yüzlerce hatta binlerce kişiye ulaşarak yayılabilmesidir. Yani insanların eleştiri ile hakareti birbirinden ayırt edebilmesi önemlidir. Burada bahsedilen hakaret suçunda olduğu gibi diğer suçlarda da durum buna benzemektedir ve dikkat edilmesi gerekir.
       Sosyal medya suçlarında dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise suç içeren paylaşımı yapan, suç teşkil eden fiili (dolandırıcılık, hırsızlık gibi...)  icra eden kişilerin doğru tespit edilip şikayet edilebilmesidir. Bunun tespiti için ise gönderilen iletinin, suç teşkil eden fiilin hangi bilgisayardan gönderildiği hakkında bilgi veren IP bilgisinin tespit edilmesidir. Yargıtay, ''Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün İnternet Ortamında İşlenen Suçlarda Uluslararası Ceza İstinabe İşlemlerine ilişkin yazısına göre google, yahoo, facebook ve youtube gibi internet ortamında yaygın olarak kullanılan yer sağlayıcı firmaların merkezinin ABD de bulunduğu, ABD mevzuatına göre, internet ortamında işlenen suçlara ilişkin trafik bilgilerinin 90 gün saklandığı, bu süre için resmi otoritelerce başvurulduğunda ise bu süreye 90 gün daha ilave edileceği bildirilmiştir.''
       Sosyal medya suçları konusunda idarenin kamuyu yeterli şekilde bilgilendirmesi, sosyal medya ile hukuk ilişkisinin internet kullanıcılarına doğru bir şekilde anlatılması ve farkındalığın artırılması gerekmektedir. Tabi ki internet kullanıcılarının da bu konuda yeterli araştırma yaparak bilinçlenmesi faydalarına olacaktır.





            Kaynakça: 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun
            Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Esas: 2014/7409, Karar: 2014/24197, T:01.12.2014

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HUKUKUN TEMEL İLKELERİ

                Hukukun Temel İlkeleri        1)   Hukuk Devleti İlkesi: Sınırları içerisinde kişilerin hak ve özgürlüklerini koruyan, vatandaşlarının huzurunu tesis eden, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, keyfiliğin değil gerçekten konulan kanunlara uyan ve uyulmasını sağlayan devlettir. Hukuk devletinde konulan kurallara uymak sadece vatandaşa değil devlete de zorunludur. Aksi halde ortaya ‘’Polis Devleti’’ denen tabir çıkar.          2)    Kuvvetler Ayrılığı İlkesi: Yasama, yürütme ve yargı erkinin tek bir elde tutulmayıp ayrı teşkil edilmesi, bir kuvvetlerin kendi yetkilerini aşıp diğer diğer kuvvetin alanına müdahale etmemesidir.         3)  Doğal (Tabii) Hakim İlkesi: Herkes fiil ve eylemlerinde, görev ve yetki yönünden o tarihte tabi olduğu hakim ve mahkeme huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.    ...

BİNALARDA OTOPARK KULLANIM ESASLARI

         Kat Malikleri Kanununa göre, ortak yerlerin kullanımı, onarımı, tadilatı, tesis ve inşaat yapılması, Kat Malikleri Kurulunda görüşülerek oy birliği ile karara bağlanmak zorundadır. Yine Kat Mülkiyeti Kanununa göre apartmana ait olan otopark, apartmanın ortak kullanım alanı olup tüm kat malikleri ve kiracılar bu ortak kullanım alanından yararlanma hakkına sahiptirler. Bu hak, kat maliklerince kiracılara kısıtlanamaz. Ancak araç sayısı daire sayısından fazla olan apartmanlarda, kat malikleri kurulu kararı ile kat malikleri veya kiracının birden fazla aracını otoparka park etmesi engellenebilir. Burada kat malikleri kurulu, sorunları hakkaniyete uygun olarak çözmelidirler. Eğer kat malikleri kurulunca verilen karar beğenilmezse ya da hakkaniyete uygun görülmezse, her bir kat maliki veya kiracı dava yoluyla hakimin müdahalesini isteyebilir.         Kat Malikleri Kanununa göre; kat malikleri, ana gayrimenkulün bütün o...

LİYAKATİN YERİNİ 'RİYA'KAT ALIRSA

       Öncelikle TDK'da ''riyakat'' kelimesinin bir karşılığının bulunmadığını belirtmek isterim. Her ne kadar bu kelimenin sözlükte karşılığı olmasa da maalesef geçmişte ve günümüzde bu kelimeye uygun, bu kelimeyi karşılayacak uygulamalar ve bu uygulamaları gerçekleştiren kişiler bulunmaktadır. Bu yüzden riyakat kelimesinin anlamını açıklamaya bile gerek yoktur.  Yaşanan tecrübelere ve uygulamalara göre şekillenip bir anlam yüklenebilmektedir. Liyakat sözcüğü yakışma, layık olma, yeterlilik, uygunluk anlamına gelmektedir. Tabi ki insanlar, üzerine aldıkları görevleri bir şekilde yerine getirebilir ama liyakat açısından bakıldığında, en azından bazı görevler, o işi yapabilecek yeterliliğe sahip olunmasını zorunlu kılmaktadır. Nasıl ki doktor birisi pilotluk yapamayacağı gibi pilot da doktorluk yapamaz. Aslında bu basit örnekle bile liyakatin gerekliliği az da olsa anlaşılabilir. Dünyada tüm insanlar tarafından kabul edilen ama pek çok zaman uygulamaya konulama...