Ana içeriğe atla

DÜŞMANİZM (DÜŞMANCILIK)


       İdeoloji, insanlarda siyasal ya da toplumsal öğretiler oluşturan, herhangi bir halkın, zümrenin, hükumetlerin, sınıfların davranışlarına yön veren, hukuksal, siyasi, bilimsel, dinsel ve ahlaki düşüncelerin bütününü oluşturur. Varoluştan beridir insanoğlu hep bir ideolojiye bağlanıp yaşam şeklini o düşünce kalıbına göre şekillendirmiştir. Farklı konularda, farklı düşünce yapılarında dinsel, siyasal, felsefik bir sürü ideoloji varolmuş ve insanları arkalarından sürüklemiştir. Bu ideolojilere örnek vermek gerekirse muhafazakarlık, kominizim, liberalizm, milliyetçilik, dincilik, sosyalizm vs... birçok örnekler verilebilir.

       İçinde bulunduğumuz yüzyılda, aslında eskiden de uygulamaları olan ama hiç bu kadar ayyuka çıkıp yükselmeyen yeni bir ideoloji daha meydana çıkmıştır. Hiç kimsenin lisan diliyle benimsediğini kabul etmediği ama farklı görünüşlerde ortaya çıkan zehirli, bölen, parçalayan ve en tehlikeli ideoloji, DÜŞMANİZM(DÜŞMANCILIK)... Bu kirli ideoloji, aynen günümüzde ortaya çıkan pandemi gibi görünmeyen ama vücudu tamamen kaplayan ve zehirleyen bir ideoloji olarak tanımlayabiliriz. Sermayesi yalan, menfaat, riyakarlık; alıcıları ise yalancılar, riyakarlar, menfaatperestlerdir.  Bu ideolojiye göre kendinden olmayan, kendi düşüncelerini benimsemeyen, yaptıkları doğru  da olsa düşmandır. Menfaat için yalan söylenebilir, iftira atılabilir, din ve vicdan istismarı yapılabilir. Örneğin yapan muhafazakarsa faiz helal olabilir, menfaatin bekası için iftira atılabilir, maddi çıkarlar için hırsızlık, yağma yapılıp helal kılınabilir. Vicdan ile düşünülmez, nefis ile düşünülür, etik kalmaz, örf kalmaz, insanlık kalmaz, vicdan kalmaz...

       Bu ideoloji kendini hep masum gösterir. Hep bir mağduriyet, eziklik, yardıma muhtaçlık kisvesi altına sığınır ve karşıda hep bir düşman vardır. Düşman yoksa bile düşman yaratılıp yine mağduriyet zırhına bürünülür. Bu ideoloji kardeşi kardeşe düşman eder, dostları ayırır, her zaman nifak sokar, ırkçılık, faşizm, anarşizm gibi zararlı düşünceleri meydana getirir.

       İnsanların sürekli zarar gördüğü, mutsuz olduğu, zulüm gördüğü hatta neredeyse ''artık başımıza ne zaman taş yağacak?'' diye serzenişte bulunduğu, şu an içinde bulunduğumuz çağda, bütün kötülüklerden sıyrılmak için ilk başvuracağımız şey DÜŞMANİZM den temelli kurtulup, hayatımıza sevgi dilini, saygıyı, insan olmanın gereklerini inşa edip bu yolda yaşamımızı sürdürmektir. Çünkü bu dünya, içinde bulunan tüm insanlığa yeter. Bunu yapacak irade de hepimizde mevcut. Hayatımıza yeni bir sayfa açıp, bir de insanoğlunun mükemmel yaratılışına ait bize sunulan hayatı neden güzelce yaşamayalım ki?... En azından bir kere, bir dönem, bir an, denemekten ne çıkar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOSTOYEVSKI'NİN KÖPEK DENEYİ

       Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiirden dolayı Çar tarafından hapse mahkum edilir. Hapis cezasını tamamladıktan sonra anılarını kaleme aldığı ''Ölüler Evinden Anılar'' adlı kitabını yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Dostoyevski, ''kara halk'' olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları daha iyi anlamaya ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.        Yazar, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek, mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski, bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek, ona şaşkın şaşkın bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek, Dostoyevski'yi ne zaman görse ondan hep uzaklaşır.        Bu olay bize, her zaman kötülük

Cicero Cemiyet Teorisi

       MÖ 106 yılında doğan Marcus Tullius Cicero, Romalı devlet adamı, bilgin, hatip, hukukçu ve yazardır. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi tercih eden Cicero, buna karşın ahlak alanında deneye dayalı bir tavır sergileyip, Sokrates'e yönelmiş ve felsefenin gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Cicero teorisi cemiyet yapısını inceleyen bir teoridir ve anlaşıldığı kadarıyla yaklaşık 2000 yıl boyunca da değişiklik olmamıştır.        Cicero Cemiyet Teorisi 1) Fakir, çalışır. 2) Zengin, sömürür. 3) Asker, her ikisini de korur. 4) Mükellef, üçü için öder. 5) Serseri, dördünün adına istirahat eder. 6) Ayyaş, beşi için içer. 7) Bankacı, ilk altıyı dolandırır. 8) Avukat, ilk yediyi kandırarak savunur. 9) Hekim, sekizini de öldürür. 10) Mezarcı, dokuzunu da gömer. 11) Politikacı, 10'lar sayesinde yaşar... Google

LİYAKATİN YERİNİ 'RİYA'KAT ALIRSA

       Öncelikle TDK'da ''riyakat'' kelimesinin bir karşılığının bulunmadığını belirtmek isterim. Her ne kadar bu kelimenin sözlükte karşılığı olmasa da maalesef geçmişte ve günümüzde bu kelimeye uygun, bu kelimeyi karşılayacak uygulamalar ve bu uygulamaları gerçekleştiren kişiler bulunmaktadır. Bu yüzden riyakat kelimesinin anlamını açıklamaya bile gerek yoktur.  Yaşanan tecrübelere ve uygulamalara göre şekillenip bir anlam yüklenebilmektedir. Liyakat sözcüğü yakışma, layık olma, yeterlilik, uygunluk anlamına gelmektedir. Tabi ki insanlar, üzerine aldıkları görevleri bir şekilde yerine getirebilir ama liyakat açısından bakıldığında, en azından bazı görevler, o işi yapabilecek yeterliliğe sahip olunmasını zorunlu kılmaktadır. Nasıl ki doktor birisi pilotluk yapamayacağı gibi pilot da doktorluk yapamaz. Aslında bu basit örnekle bile liyakatin gerekliliği az da olsa anlaşılabilir. Dünyada tüm insanlar tarafından kabul edilen ama pek çok zaman uygulamaya konulamayan